Follow @chemedya

23 Mart 2010 Salı

Medya İstemezse...


"Medya istediği zaman ceza çıkıyor, istemediği zaman ise çıkmıyor..."

Telegol programında Serhat Ulueren böyle açıklıyordu Fenerbahçe'ye verilen Galatasaray'a verilmeyen cezaları. Bu bir itiraf mıydı bilemem...Ancak bir Galatasaraylı'nın ağzından Galatasaray'a ve Fenerbahçe'ye verilen verilmeyen cezaların analizi bu şekilde çıkıyordu...Yani medya istediği için ligin ilk yarısındaki maçta Fenerbahçe'nin sahası kapatılmış...Yani medya istemediği için Fenerbahçe maçında Galatasaray'ın sahası kapatılmamış...


E..Hani medya Fenerliydi? Bu tez de çürüyor mu şimdi?
Medya Fenerliyse eğer neden Fenerbahçe'ye ceza verdirtip Galatasaray'a verdirtmiyor?
Bir terslik yok mu bu işte?

Demek ki bu ülkede yıllardır insanlar Fenerli medya diye kandırılıyor...Böylece hem Galatasaraylılar hem Fenerbahçeliler aldatılıyor.

Galatasaraylılar yönetimleri her hata yaptığında bunu Fenerli medyadan bildiler...Fenerbahçeliler ise "Fenerli "medya bunu yapıyorsa Galatasaraylısı neler yapmaz diye düşünüp durdu...

Şimdi bu yazımın üzerine Akşam gazetesi çıkıpta Fenerbahçeli medya mensuplarından bir liste hazırlamasın sakın? Yok geçenlerde Şekip Mosturoğlu'nun açıklamaları üzerine karşı saldırı olarak hazırlamıştı hemen...Ne de olsa Akşam'ın spor müdürü de Fenerbahçeli Nezih Alkış...Ne de olsa Fenerli medya...

7 yorum:

Nihat dedi ki...

ahmet zannedersem ortada bir kavram kargaşası var. fenerli medya diyince insanlar fenerbahçeyi destekleyen medya mensuplarını anlıyorlar. ama galtasaraylı medya mensupları daha az olmalarına rağmen etkinlikleri daha fazla demek ki.

yani zannedersem olay kimin hangi takımı tuttuğu değil, hangi takımın medyayı daha etkin ve - doğal olarak- kendi amaçları için daha etkin kullandığı. yani nicelik değil nitelik.

şimdi herkes hıncal uluçtan bahsediyor. evet adam medya üstünde çok etkili ama aynı zamanda galtasaray'ı da çok ciddi eleştiriyor. daha doğrusu sürekli eleştiriyor.

ama aynı şey mesela can bartu için geçerli değil. ikisi de kulüpten teknik direktör kocdurma konusunda gayet etkililer. (bilmeyenlere not: can bartu löw'ü, hıncal uluç ise skibbe'yi kovdurdu) ancak can bartu aynı şekilde medya üzerinde etkili değil. bence fenebahçeli yöneticiler ve medya mensupları nerede yanlış yaptıklarını düşünmeleri lazım.

Chemedya dedi ki...

Nicelik ve nitelik...Zaten hep anlatmak istediğim bu Nihat...

fenerlihüseyin dedi ki...

Sevgili Nihat ,

Evet elbette nitcelik değil nitelik .
Medyada Fenerbahçeli bilinen yorumcu ve yazarlara şöyle bir bakınca ortada "adı Fenerbahçe'li" olan pek çok isim var .
TV'den başlayayım : Ziya Şengül , Selim Soydan , Mehmet Demirkol , Engin Verel,Kemel Belgin vs.
Bunlar ilk aklıma geliverenler . Bu saydıklarım içinde uzun zamandır Fenerbahçe'lilikten bahsetmeyen M.Demirkol olduğu gibi zararı faydasından çok ve hatta bir G.saraylının asla yapamayacağı yorumları - hakaretleri yapabilen K.Belgin, Fenerbahçe hakkında sallamalarına program moderatörünün müdahale edip ortamı nötrlemek için Fener lehine konuşmak zorunda hissedebildiği E.Verel de var.
Ziya ve Selim Kaptanları ise hiç zikretmiyorum bile.
Bir de Fenerbahçe'li bulunmayan spor programları var , TRT mesela.
Diyeceğim şu , Tv'de Fenerbahçeli bilinip de Fenerbahçe'ye faydalı yada Fenerbahçe lehine yorum yapan tek bir isim var : Selçuk Yula .
Onun da malum etiketi alnına kazınmış : "Fanatik "
Bu bir tesadüf mü acaba ?
CNN 'de A.Albayrak yorum yapıyor G.s adına . Onun için böyle bir şey dendiğini duymadım ben .
Bir de nereden icab ettiyse Fenerbahçe yorumları yaptırılan Oktay Derelioğlu var tabii.
Bir takım adına konuşup konuşmadığını anlamadığım ama asla Fenerbahçe lehine konuşmayan Mustafa Doğan , Sergen Yalçın gibi isimler de mevcut. Az daha unutuyordum , Rıdan Dilmen de var elbet . Onu farklı bir yere koyuyorum ben . Ayrıca tartışılması gereken bir isim .
Bu durumda Fenerbahçe'nin sayısal çoğunluğu olduğu fikrine katılmak imkansız. Tam tersine Fenerbahçe'li yorumcu - ismen bile - bulunmayan programlar var.
Olanları da yukarıda zikrettim.
Bu saydıklarımın karşısında hep " önce g.s " diyen ama nabza göre şerbet vermeyi becerebilen isimler var hep.
Peki Fenerbahçe'li yorumcu olarak ısrarla bu isimlerin seçilmesi - Fenerbahçe'lilerin tepkilerine rağmen - tesadüf mü ?
Yada başka Fenerbahçe'li yok mu yorumculuk yapacak ?
Hasan Ali Atasoy , Ebru Köksaldı gibi isimlerin bu yorunmculardan ne eksiği olabilir ? Fazlası olabilir. Mesela gözlerinin önünde Fenerbahçe'nin hakkı yenirken susmayacakları ve bunu gayet mantıklı ve makul biçimde yapabilecekleri için olabilir mi?
Ben seçilen bu isimlerin de tesadüf olmadığını , programlarında konu mankenliği yada anti -Fenerbahçe rolü yapmaktan başka bir işe yaramayacak bu isimlerin ısrarla ve özellikle seçildiğini düşünüyorum .

todor dedi ki...

bunlar resmen tarikat gibi kendinden olanlar veya olmayanlar diye ayırıyorlar kendinden olmayanların da medyadan ekmek yemesi için nedense çok objektif (!) olmaları gerekiyor. gs lı isen istediğin kadar fanatik yorum yapabilirsin, ama fenerliysen ve ekmek parası kazanmak için bu tarikata yaranmak istiyorsan mecburen objektif (bunların anladığı objektiflik fenere sallamakla ilgili) olman gerekiyor fenerlihüsyeyin in yaptığı listedeki gibi, ek olarak ben gürcan bilgiç i de sayarım.
bu meday tarikatçılarının ortak özelliği de tam koordinasyonlu çalışabilmeleri, ortada galatasaray aleyhine veya fenerin leyhine bir durum olursa bunlar kendi aralarında ne kadar kavgalı olsalar veya fikir ayrılıkları olsa da bir anda voltranı oluşturup tek vücut olabiliyorlar. bizimkiler ise ya aziz yıldırımla kavgalıdırlar ya da kendi aralarında didişmişlerdir bu bahaneyle tarikat şeyhlerine yaranabilmek adına gayet rahat sallarlar kendi takımlarına.

burada adı geçmişken, kemal belgin denen normal şartlarda huzur evine yatırılıp dini bayramlar ve önemli günlerde ziyaret edilmesi gereken amcayaya niye yorum yaptırılar anlaşılması güç. yıllarca kanalın birinde tuğrul yenidoğan denen kendi gibi zavallıyla kin kustu durdu şimd, dandik bir internet sitesinde bazen fotoğrafını görüyorum, bu adamın(!) aziz yıldırım kini, kurucularından birinin akrabası olduğunu iddia ettiği fenerbahçe sevgisinin bile önüne geçmiş. artık bedava mı yorum yapıyor, ya da fiyatı diğer yorumculara göre çok mu ucuz bilemem kim fenere sallamak isterse bu alzheimerın eşiğinde dans eden tonton (!)ihtiyarı kolundan tutup yorumcu olarak kullanırlar oysa normal şartlarda 23 nisan da başbakan koltuğuna oturtulup "başbakan olunca ne yapacaksın" diye sorulan çocuk misali, 1 günden fazla gazetecilik yapmasına izin verilemeyecek bir canlı organizmadır bence.

Burak dedi ki...

medyada Fenerbahçeli yorumcuların Fenerbahçe'yi savunmalarına gerek yok çünkü Fenerbahçeli olarak bilinmeyen ama sırf birilerinden aferin alabilmek için Fenerbahçe avukatlığı yapan isimler fazlasıyla mevcut. Misal Ahmet Çakar, herkes GS'lı mı BJK'lı mı diye tartışırken adam en kral amigodan daha iyi savunuyor Fenerbahçe'yi.Misal Tahir Kum, yıllarca Trabzonluyum diye ortalıkta dolaştı. Şekip Mosturoğlu'nun en has adamlarından biridir aslında. Ne zaman Fenerbahçe'nin çıkarına bir durum var, o zaman bilirkişi sıfatıyla tv'lere çıkıp ahkam keser.Misal Ömer Üründül, teknik konularda en fazla Fenerbahçe'yi eleştirir ama ne zaman hakem kararları gündeme gelsin tarafsız yorumcu etiketiyle taraflılığını gösterir. Ayrıca Ebru Köksaldı'nın ne gibi bir gazetecilik eğitimi var da basında yer alacak. Benim bildiğim ilk Fenerlist diye bir sitede yazmaya başladı daha sonra her nasılsa milliyet'e kapağı attı.Asıl "bir taraftar sitesi yazarı"nın nasıl olup da Milliyet'e yazar yapıldığı tartışılmalı. Ayrıca bir Hıncal'dır tutturmuş gidiyor. Koca medyada Galatasaray'ı saha dışı olaylar hususunda savunan Hıncal'dan başka bir kişi daha yok. Söyleyin tartışalım arkadaşlar.

todor dedi ki...

@burak

şu şampiyonluğu kaybettiğimiz denizli maçı hakkında bildiklerini bir türlü açıklayamayan fenerbahçeli (!)tahir kum dan bahsediyoruz değilmi?

kaldı ki tüm bu listesi yapılan gazetecilerin ne kadar yaptırımı olduğu da tartışılır.
mesela varmıdır ahmet çakar ın galatasaray a maçtan önce olan olayların kamera görüntüsüyle ceza alırdığı?
varmıdır bu sayılan gazetecilerden herhangi birinin gs ın herhangi bir futbolcusunu hedef gösterip hakemlere yem yapmak için yazdığı bir yazı?
bu ülkenin medyası yıllarca kendini 18 de oscarlık hareketlerle atıp penaltı yaptıran arif e bile " eee efendim adam çok pozisyona giriyor, defansta faul yapıyor,ondan çok penaltı veriliyor" diye kılıf bulmuş bir medya ama nedense aynı medya fenerlilerin biçilmesine ingiltere de hakemler bu pozisyonları devam ettiriyor diyor.

neyse herkes kendi açısından istediği gibi görsün olayı...
siz fenerli medya diyin, fenerasyon diyin geminizi yürütün, yiyen yer....

fenerlihüseyin dedi ki...

@ Burak ;

Fenerbahçe'li medya mensuplarının Fenerbahçe;7yi savunmasına gerek yok diyerek , klasik bir G.sli gibi topu taca atmışsın.
Ben diyorum ki özet olarak , görsel medyada Fenerbahçe;'li diye poograma çıkarılan tipler özel olarak seçiliyor , gerçek anlamda Fenerbahçe'yi hatta onu da geçtim doğruları savunacak kişiler ise uzak tutuluyor. Sen ahmet LÇakar var , gerek yok diyorsun.
Ahmet Çakar sadece kendine göre doğruları olabilen , arasıra gördüğünü söyleyebiyen biri hepsi bu.
Mesela son dönemde program paylaştığı Reha Muhtar gibi bir cümle önce söylediğini yayanlayacak kadar omurgası bıngıldak kıvamında değil hepsi bu.
Ama ara sıra bile doğruları söyleyebilen birisine bile tahammülünüz yok .
Ebru Köksaldı'nın gazetecilik geçmişine gelince ... Bildiğim kadarıyla Elektronik Mühendisi'dir kendisi . Gazetecilik eğitimi almamış. Ama eminim S.ulueren, Gökmen özdenak , Reha Muhtar yada Abdürrahim Albayrak kadar yapabilir bu işi .
Hatta daha iyi yapar. Onlardan daha yatkındır gazeteciliğe de futbol yorumculuğana da .
Gazetecilik eğitimi almamış olmak ne zamandır medyada yer almaya engel ?
Hıncal konusuna ise sadece gülerim.
Demek hıncal olmasa hakkınızı savunacak kimse yok öyle mi ? :D
Denizli maçından ettiği o laf hıncalın çalışma prensiplerini de iş ahlakını da ortaya koyan en etkileyici itiraftır .
"Eğer Fenerbahçe, o 16 dk. içinde gol atıp şampiyon olsaydı , ortalığı ayağa kaldırırdım "
Yani her şey Appiah'ın şutunun direkten dönmesiyle tertemiz , pirü pak olmuştur !
İsmet Özel 'in bir şiirinde bir ifade geçer " Seken bir kurşun kadar tarafsız "
Seken bir top bile tarafsız olmayı öğretemiyor hıncal efendiye .