8 Mart 2010 Pazartesi
Fenerbahçe-Antalyaspor Analizi
Çok fazla maç analizi yazmıyorum ancak Fenerbahçeliler için önemli bir maç olan Antalyaspor maçından izlenimlerimi yazmak istiyorum.
Fenerbahçeli futbolcuların özgüvenlerini kaybettikleri çok barizdi. Hata yapmaktan korkar haldeydiler maç boyunca. Ancak bugün Lugano'nun Fenerbahçe için ne denli önemli olduğunu gördük. Sarı lacivertliler neredeyse rakibe pozisyon bile vermediler. Bu tabi ki sadece Lugano'dan kaynaklanmıyor. Ancak Lugano'nun takım arkadaşlarına verdiği güven özellikle orta alan oyuncularının rahat oynamasını sağlıyor. Bilica ise her an her hatayı yapacak gibi oynuyor. Hiç güven vermiyor. Gökhan Gönül ise geldiği günden bu yana hiç ileri gidemedi. Yetenekli ancak bu yeteneğini daha çok çalışarak geliştirmeli mutlaka.
Güiza'nın acilen bir gol atması gerek. Çok çabalıyor ancak gol vuruşları bir türlü istediği gibi olmuyor. Semih ise devre arasında kulüple yaşadığı sorunlardan sonra çok kötü bir duruma geldi. Şu an Fenerbahçe'nin 112ine girebiliyorsa bunun tek nedeni var. O da isminin Semih olması. Aklı maçta değil. Emre'ye ise özel bir şekilde değinmek gerek. Mükemmel bir futbol oynadı. Milli maçta başladığı resitale bu maçta da devam etti.
Fenerbahçe bu maçta yaralarını sardı. 1 galibiyet lazımdı. Bu galibiyetin 1-0 da olsa kazanılması çok önemliydi takım için. Kazandılar ve önümüzdeki maçlar için moral depoladılar. Lig sanıldığı gibi Fenerbahçe'nin koptuğu bir lig olmayacak. Çok şaşırtıcı sonuçlar bekliyorum Mart ayı içinde...
Son paragrafımı da hakeme ayırmalıyım. Klasik bir Türk hakemiydi Bünyamin Gezer. Eyyamcı, ince düşünen ve gördüğünü çalmayan. Emre'ye vermediği penaltının hiçbir açıklaması olamaz. Sadece ben bu kadar baskı altındayken Fenerbahçe lehine penaltı çalmayacak kadar cesur bir hakemim demek istedi. İyi de onun işi bu mu? Böyle şeyler düşüneceğine gördüğünü çalmakla mükellef değil mi? O pozisyona en yakın isim Bünyamin Gezerdi...Görmemesine imkan yoktu. Buna rağmen vermedi penaltıyı. Tamam yarın muhtemelen Erman Toroğlu kendisini övecek. Çok cesur hakem diyecek. Ya da birileri çıkacak hakem Fenerbahçe lehine de hata yaptı diyecek. İşi dengelemeye çalışacak. Bu düzen böyle. Fenerbahçe aleyhine hata yaparsan başına pek fazla iş gelmez...Yani soruna neşteri kimse vurmayacak. Çünkü bu ülkede renklerin çatışması üzerine kurulu bir düzen var... Ancak unuttukları birşey var. Türk hakemine artık kimse güvenmiyor. Türk hakemleri artık inanırlıklarını yitirmiş durumdalar. Eyyamcı bir MHK, eyyamcı hakemler, eyyamcı kurullar, eyyamcı bir federasyon. Herşeyimiz böyle yürüyor. Bir cesur insana ihtiyaç var Türk futbolunda. Girip neşteri vuracak. İrinleri temizleyecek. Akıllardaki pası silecek biri...Kim olur bu bilemem ama Mahmut Özgener'in olmadığı kesin bu ismin...
Bir notta lig tv'ye. Güiza'nın ofsayt nedeniyle kesilen bir pozisyonu vardı. Musa Çözen bu pozisyonun ofsayt çizgisini çekerken top ayaktan çıktıktan 1 metre sonrasını dondurarak ekrana verdi. Bizi geri zekalı yerine koymaktan ne zaman vazgeçecekler çok merak ediyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
necati'nin penaltısını veremeyen, emre'ye kart çıkaramayn da aynı hakem değil miydi ? anlamıyorum ki bunları niye yazmıyorsunuz.
Bunun açıklamasını yaptım sanırım. Eyyam...Emre'nin penaltısını veremeyen hakem Bilica'nın topa değdiği ve penaltı verilse de olur verilmese de olur bir pozisyonda Fenerbahçe'ye penaltı verebilir mi? Ya da Emre kartı haketse de kart verebilir mi? Bunun açıklaması yazıda var işte. Hakemin kafasında durumu idare etme isteği var. Hem Erman Toroğlu'ndan aferimi alacak hem de durumu idare edecek. İsterseniz bırakalım fanatizmi de bu açıdan bakalım olaylara.
Emre'nin penaltısı "penaltı". Ama Necati'nin penaltısı "penaltı verilse de olur verilmese de olur". Neden? Çünkü Ahmet Ercanlar öyle dedi.
Bu yani fanatizmi bırakıp baktığımız açı.
Wederson'un elle oynamasına verilmeyen ikinci sarı da "verilse olur verilmese olur", Emre'nin her zaman yaptığı gibi atar-gider yapmasına verilmeyen sarı da "verilse de olur verilmese de olur". Ama lafa gelince fanatizm, objektivite, hakemler.
Sevgili adsız sizin baktığınız açıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama benim baktığım fanatizm açısından o pozisyonda Bilica'nın topa vurması gözüküyor. Buna penaltı vermek ağır karar olur...İsterseniz pozisyonu bir kez daha izleyin.Emre'ye takmışsınız kafaya ama biraz da şu Arda'ya bakın...Hakeme diklenmeler...Maçtan sonra rakibi aşağılayan açıklamalar. Haklısınız medya size sadece Fenerbahçe'liler yaptıklarını gösteriyor ama biraz gayret ederseniz Galatasaray'da olanları da görürsünüz...Mesela bugün Galatasaray lehine verilen penaltıyı Fenerbahçe lehine verseydi hakem sanırım o hakem bitmişti...Penaltı mıydı sizce? Hem dışarıdaydı hem de işin kötüsü faül bile değildi...Neyse ki ben fanatiğimde bunları görebiliyorum. Ya objektif olup da kör olsaydım...
Kafayı Galatasaray'la bozmuşsun, benim yorumumda Galatasaray'la ilgili en ufak bir kelime geçmiyorken benim Wederson-Emre-Bilica eleştirilerime karşılık Galatasaray üzerinden Fenerbahçe'ye yapılan hakem kıyaklarını niye savunuyorsun ki?
Arda hakeme itiraz etti ve kartını gördü. Giovani'nin pozisyonu kesinlikle penaltı değil. Eskişehirspor'un attığı golde el var, yine de temiz bir galibiyet aldığını düşünüyorum Eskişehirspor'un. Oldu mu şimdi?
Her yazında Galatasaray diye ünlemekten, hakemler medya diye ünlemekten bir hal oldun. İş sana yontulunca gıkın çıkmıyor ama. Çıkıp buraya Wederson atılmadı demiyorsun, onun yerine Bilica'nın sana göre böyle bana göre şöyle pozisyonu diye yorum yapıyorsun. Medya diyince mangalda kül bırakmıyorsun ama o Galatasaraylı medya mensupları senin gibi blog açıp her postunda Fenerbahçe komplekslerini kusmuyorlar. Üstüne üstlük sonra bir de gelip objektif bakalım tarafsız olalım diye tornistan yapıp "ama hakemler, ama Fenerbahçe, ama medya" diye de ağlamıyorlar.
Bir medya mensubunun bu kadar taraflı, bu kadar objektiflikten uzak, bu kadar kompleksli yorumlar yapıp sonra da medyada Galatasaray hegamonyası rererö diye bütün blog'unu doldurması kadar trajik bir şey daha olamaz.
İşte aramızdaki farkları çok iyi açıklamışsınız. Ben buradan kompleks kusuyorum. Onlar çalıştıkları gazeteler vasıtasıyla bunu yapıyorlar. Ben en azından işime duygularımı karıştırmıyorum. Aradaki farkı anlayabilmeniz için gerçekten de tarafsız bakabilmeniz gerekli. Ancak sizin bu kadar objektif bakabileceğinizi maalesef ki düşünmüyorum...Vederson'un yüzünü korumak için yaptığı harakete sarı kart demek sizin objektiflik anlayışınızla birebir uyuşuyor sanırım...
Keşke sizin objektif Galatasaraylı medya mensupları da benim gibi blog açıp komplekslerini bloglarında kussalar...O zaman belki medya olması gerektiği gibi, yani objektif olur. Bak kendime kompleksli de dedim. Sorun kalmadı umarım...
Yorum Gönder