Bugün NTV'de geçen sene basketbol final serisindeki doping olayı konuşuldu. Konuşuldu konuşulmasına da her zaman süregelen klişeleşmiş x takım Türk sporunun lokomotifidir, y takım bu ülkenin önemli değeridir aman dokunmayın edebiyatıyla konu kapandı.
Peki...Medyanın bu klişeleri üzerine biz de şu soruları soralım.
Galatasaray'ın Cemal Nalga olayını sarı kırmızılılar Türk Spor'unun lokomotifidir diyerek hasır altı ettiniz mi?
Fenerbahçe'nin ligin ilk devresindeki Galatasaray maçında sahasının kapatılmasına neden olan olaylardan sonra aman Fenerbahçe'ye ceza verilmesin bu ülkenin en önemli takımlarından biri dediniz mi?
Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören'in kulübü kendisine 60 m Euro borçlandırmasına hoşgörü gösterdiniz mi?
Peki neden Efes Pilsen'in doping olayını uzun süre görmemezlikten geldiniz? Fenerbahçe bu olayın üzerine gitmeseydi muhtemelen hiç görmeyecektiniz. Ya da ufak haberlerle geçiştirip, Kerem'e de 6 ay bir ceza verilmesinden sonra iyi çocuk Kerem röportajları ile geçiştirecektiniz.
Bunun nedeni Efes Pilsen'in bir müessese kulübü olup hesapsız kitapsız para harcaması mı? Menajerlerle ortak kaç tane basketbol yazarı, yorumcusu, spikeri var? Kaç tane koç var?
Efes Pilsen ile bedava yurt dışı seyahetine gitmemiş kaç tane basketbol muhabiri, yazarı var? Hangi basketbol yazarlarının yakınları Efes Pilsen'in şirketlerinde çalışıyor? Bu soruların yanıtını herkes gayet iyi biliyor.
Eğer bu yaşanan olaylar bir kulüp takımı tarafından gerçekleştirilseydi bu ülke medyası bunu yıllarca gündeme taşırdı. Asla da unutturmazdı. Ancak konu bir müessese takımı olunca işler değişiyor. Geçen sene final serisinde tribünlerin olay çıkarması üzerine neredeyse eli kalem tutan herkesin Fenerbahçe'yi kınayan köşeler yazdığı ülkemizde bugün 3 maymunu oynuyor spor medyası. Cathine'in tıpkı kokain gibi bir uyuşturucu madde olduğu gerçeği bile bu ülke basını tarafından dile getirilmedi. Turgay Demirel çıkıp o röportajı vermese bu olay zaten gündeme bir daha hiç gelmeyecekti. Bende bu yazıyı çok fazla uzatıpta lokomotifimize daha fazla zarar vermek istemiyorum. Aman dokunmayın lokomotifimize...Sinirlenir sonra...
5 yorum:
Medyanın ve spor yazarların temizliği derken bunları söylüyoruz. Bu kirli ilişkiler bitmeden sporumuz da medyamız da temizlenemez.
Blogunuzu bir suredir ilgiyle okuyorum. Ama mesela bu yazinizda da, digerlerinde oldugu gibi, "Hangi basketbol yazarlarının yakınları Efes Pilsen'in şirketlerinde çalışıyor? Bu soruların yanıtını herkes gayet iyi biliyor." tarzi bir cumle var. Ben bilmiyorum mesela ve ogrenmek isterdim. Eger hakkaten yakini Efes Pilsen'de çalisan bir basketbol yazari varsa ve bu yazar doping skandaliyla ilgili "geçistirici" yazilar kaleme aldiysa bunu neden teshir etmiyorsunuz? Bu blogun etkinligini yarim birakan sey bu bence. Spor medyasinin içinden birinin spor medyasindaki "çarpikliklari" teshir edip "çarpiklarin" kim oldugunu soylememesi.
Sevgili Kekov.
Bir insanı ismiyle suçlayabilmek için elinizde delil olmalı. Delil olmazsa buna iftira denilir. Ben burada kulaktan dolma şeylerle size isim verirsem eleştirdiğim insanlardan bir farkım kalmaz. Ancak eğer ki bir kanıtım olursa size mutlaka isim yazarım. Ha çok merak ediyorsanız size bildiğim 1-2 şeyi yazarım.
Geçmişte hakem Recep Ankaralı'nın menajerlik yaptığını duymuştum. Murat Murathanoğlu'nun da menajerlik yaptığını ve yayında kendi oyuncularını övdüğünü duymuştum. Bunlar suçlama değil duyum. Ancak bir adam Efes Pilsen'den para aldığı için ya da menfaati olmadığı için yazmıyor bazı konuları diyemem.
Ha şunu söyleyebilirim. Skyturk'un Efes Pilsen yorumcusu Nur Germen'i direkt Efes Pilsen atamıştır. Efes Pilsen'in maçlarını istedikleri spikerler ve yorumcular anlatabilir. Ve bu spiker ve yorumcu asla Efes Pilsen'i eleştirmez.Bu da bir bilgidir. Buradan yazabilirim.
Temizlik isleminda yavas da olsa bir hareketlenme var gibi.
Erman Toroglu'dan sonra Oguz Tongsir'in de Ligtv ile iliskisinin kesildigi konusuluyor.
Lokomotifi bilemem ama curuk vagonlar degistiriliyor mu ne? :)
su konunun ustune gıden bır tane basketbol yazarı gosterın bana ya...
Yorum Gönder