
Bir adam düşünün ne yaparsa yapsın alkışlanmış,
ne yaparsa yapsın eleştirilmemiş,
köşeleri dönerken birileri önündeki çakılları greyderlerle temizlemiş,
Ankaragücü ve Göztepe'de başarısız olmuş ödül olarak Milli Takım'a yardımcı antrenör olmuş,
şampiyonluk fotoğraflarına siyasetçileri, derin medyayı almış,
şampiyonlar liginde grupta sonuncu olarak elenecekken son dakikada kazandıkları tartışmalı bir penaltıyla UEFA kupasına katılmış ve orada garip maçlar oynayarak şampiyon olmuş,
Avrupa'ya gitmiş çalıştırdığı ilk takımda yarı yılda ikinci takımda da tarihin en kötü Milan'ını bırakarak kovulmuş,buna rağmen kendi ülkesinde yine alkışlanmış, haksızlığa uğruyor diye teselli edilmiş,
yeniden döndüğü eski takımında hiç başarılı olamamış ve ezeli rakibine tarihinin en farklı skoruyla yenilmiş (6-0),
derin devlete yakın dostlarından dönüşünde destek görememiş,
buna rağmen medya tarafından kutsanmaya devam etmiş, ne yapsa alkışlanmış,
sonra alavere dalavereyle Milli Takım'ın başına getirilmiş, Türk futbol tarihinin en utanç verici maçında Play-Off'ta elenmiş, takımda bir çok oyuncu ceza almış,
buna rağmen kutsanmaya ve alkışlanmaya devam edilmiş,
takımı grup ikincisi yaparak Avrupa Şampiyonasına götürmüş, orada mucizevi maçlarla gruptan çıkmış ve yarı finale çıkmış,
sonra dönmüş yine kutsanmış medya tarafından,
saçma sapan oyuncu tercihleri, oyuncu kayırmaları, iyi olanı değil kendine yakın olanları Milli Takım'a aldığı için Dünya Kupası elemelerinde başarısız olmuş ki...

Bir de ne görsün. O'nu bugünlere getiren medya O'na sırtını dönmüş. Son maçını göz yaşları içinde tamamlamış. Ama ben imparatordum, neden eleştiriliyorum ki demiş. Bir kişi de çıkmış kral çıplak diyememiş.
Dönemi biten İmparator'a(!) ilk sırtını dönen O'nu oraya getirenler olmuş. 1997 yılında başlayan peri masalı arkasından teneke bağlanarak 2009'da sona ermiş.
Peki bu bir dram değildir de nedir?