12 Aralık 2009 Cumartesi
Nadia Comaneci
Unutulmaz jimnastikçi Nadia Comaneci...Onun estetik ve harika haraketlerle dolu gösterilerini izleyerek büyüdük. Gelmiş geçmiş en büyük sporculardan biridir.
Nereden aklına geldi gece gece Nadia Comaneci diyeceksiniz. Bu gece Maraton'u izlerken Erman Toroğlu'nun da en az Nadia Comaneci kadar yetenekli bir jimnastikçi olabileceğine inandım.
Ankaragücü'nün çizgiden çıkarttığı top tartışılıyor. Erman Hoca alıyor tuvalet kağıdını, ayağını üzerine koydu. Diğer ayağını açabildiği kadar açtı...Vücudunu ayarladı da ayarladı. Şöyle bir de tepeden baktı. Çizgiyi geçince ayarlamayı durdurdu. Biz kendisine artistik puandan 10 puan verdik. Gerçekten de yaşına rağmen hala formdaymış...Ancak yine de tebrik ederim. Pozisyonun gol olduğunu(!) herkese gösterdi...Sonra da lafını koydu Aziz Yıldırım'a...Gördün mü hakemleri diyerek. İyi de sayın Toroğlu sizin ayağınızın açısıyla Özer'in açısı, sizin duruş şeklinizle Özer'in durduğu yer bir mi? Sonra Piero'nun ölçüleri tutmuyor diyorsunuz. Piero bir geliyor ki herşeyi ölçen piero bunu ölçememiş...Ama top çizgiyi geçmiş!
Not : Yukarıdaki resimde Erman Toroğlu'nun arka ayağı ve göbeği ile Özer'in arka ayağı ve göbeği arasındaki mesafeye lütfen dikkat edin. Bu pozisyon bana göre kesinlikle gol değil.
Bakın o top çizgiyi geçmiş olabilir gerçekten de...Geçmemişte olabilir. Benim derdim gol olup olmaması değil. Fenerbahçe'nin verilmeyen penaltılarına "geçiniz, verse de olur vermese de olur", ofsayttan yediği gollere "yaniiii", diyen Erman Toroğlu, Nadia Comaneci gibi estetik hareketlerle Fenerbahçe'nin yediği golün nizami olduğunu ispat etmeye çalışıyor...Bu çabasını takdir ediyorum. Keşke Kayserispor maçında da Carlos'un Cangele'ye dokunduğu pozisyonda verilen penaltıda da sizi aynı hassasiyet içinde görseydik...
Maalesef size güvenmiyoruz Lig Tv ekibi ve Erman Toroğlu. Çünkü bugüne kadar karaya ak, ak olana ise kara dediniz...Bugün neden güvenelim?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
"söz uçar yazı kalır" Yıllarca medya sektröünde bulunmuş biri olarak bu cümleyi duymuşsunuzdur. Aslında çok doğru bir ifade. Mesela bir yorumcunun 10 sene evvelki bir tv programında söylediğine ulaşamazsınız. Ama yine yıllar evvel yazmış olduğu bir yazıya rahatça ulaşabilirsiniz.
Biz toplum olarak fazla gazete okumadığımız için tv'yi daha etkili bir araç olarak görürüz.
aslında tam tersi olduğu halde. Şimdi bakın Erman son dakikada Ankaragücü'nün gol verilmeyen pozisyonu için tv stüdyosunda esti gürledi.yerlere tuvalet kağıdı serdi, boru filan getirdi ve kesin bir ifadeyle "net gol güme gitmiş" dedi.şimdi erman toroğlunun yarın hürriyette yazısı çıkacak. bakın bakalım erman yarın çıkacak yazısında bu pozisyon için ne yazmış : "En son pozisyon gol müydü? Yardımcı hakemin günahı boynuna. Ama o yardımcı hakem tam bayrak direğinde olması gerekirken, yerinde değildi". Yani tvde asıp kestiği dünyayı ayağa kaldırdığı pozisyonu gazetesindeki yazısında bu kadar nezih ,bu kadar efendi bir şekilde yorumluyor.karşılıklı çok örnek verebilirim: mesela bu sene fenerbahçe-ibb maçı akşamı erman maratonda maçın pozisyonlarını değerlendiriyor. diyor ki bilicanın sarı kartı kesinlikle kırmızı olmalıydı ve bir pozisyon daha ekrana geliyor erman bu sefer de patlatıyor burada da bilica kesin sarı kart almalıydı. yani ermanın yorumuna bakarsan bilica 2 kez atılmalı. ertesi gün gazetesinde yazısı çıktı. yaptığı yorum çok enteresan : "maçta hakemlik hiçbişey olmadı". mesela diyarbakır maçında semihe verilen penaltıya penaltı değil dedi ama gazetesindeki yazısında buna da değinmedi. gs maçında ilk gole net ofsayt dedi ama ertesi gün gazetesindeki yazısında bundan da bahsetmedi. peki o zaman şu soruyu sormak gerek: bu adam neden tv'de farklı gazetede farklı yorum yapıyor.buna 2 şekilde cevap verebiliriz. ya ermanın gazetedeki yazılarını başka birisi yazıyor. ya da en başta belirttiğimiz şey "söz uçar yazı kalır" ilkesi. inanın bana erman sandığınız gibi fener düşmanı değildir. tv'de fb'ye atıp tutmasının sebebi en baştan beri çizdiği "3 büyük takım muhalifi" imajının bozulmamasını istemesindendir. ermanı yorumlayacaksak gazetedeki yazılarıyla değerlendirmek gerek.
eğer tv'yi bir kenara bırakıp gazetede neler yazdığına bakacak olursanız onun aslında fb sempatizanı olduğunu göreceksiniz.
Sevgili Burak. Gerçekten de doğru.
Söz uçar yazı kalır. Gazeteye maç günleri verilen yazılar daha maç devam ederken ya da bugünkü gibi maç son dakikalarda belirlenmişse maç biter bitmez "telefonla" bildirilir. Yani üzerinde çok düşünülmemiş yazılardır. Zamanla yarışılır. Bu bilgiyi verdikten sonra yazınız hakkındaki yorumumu ileteyim. Erman Toroğlu bir defa kesinlikle Fenerbahçe sempatizmanı değili. Yayın ihalesi yaklaştığı bir dönemdeyiz. Onlarda bazı şeyleri biliyorlar. Bugün Fenerbahçe kulübü İngiliz Sky Tv ve TRT arasındaki işbirliğinde aracılık yapıyor kulüpler birliğinin bilgisi dahilinde. Erman ve Şansal bunu iyi bildikleri için son kozlarını oynuyorlar. Fenerbahçe kesinlikle bu ikiliyi istemiyor. Eğer Erman Toroğlu çizgiyi geçip geçmediği hakkında en küçük birfikir sahibi olsaydı emin olun ki bunu Fenerbahçe aleyhine kullanırdı. Bakın dün Galatasaray'ın yediği 2 golde bana göre ofsayt değildi. Bunlardan bir tanesine bile ofsayt demişse Erman Toroğlu bu işi bilmiyor demektir. Fifa'nın son talimatlarını okumamış demektir. Fifa son talimatnamesinde bu pozisyonlara kesinlikle ofsayt vermeyin diyor. Erman Toroğlu bana göre hiç bir zaman dürüst yorum yapmadı. Her zaman konjonktür'e göre konuştu. Şu aralar Fenerbahçe lehine ondan tek yorum bile beklemeyin. Ancak aradan zaman geçer ve Aziz Yıldırım ile ilişkilerini düzeltirse bu kez de Fenerbahçe aleyhine bir yorum beklemeyin. Çünkü Erman Toroğlu bu...Fenerbahçe düşmanı demiyorum kendisine asla. Sadece bu sene Fenerbahçe aleyhine çalışıyor diyorum.Nedenlerini de aylardır yazıyorum zaten elimden geldiğince.
Aziz başkan konuştu sonuçlar ortada. Değil mi ki kendisi zamanında mustafa denizli'ye "şampiyonluğu sen mi kazandın " diye bağırmıştı,"şampiyonluğun yalnızca sahada kazanılmadığını öğrendim" demişti. yine başladı icraatlarına. baktı tenkik direktör yeterli olmuyor yine devreye girdi. helal olsun ne diyelim. son haftalarda verilmeyen kornerleri, golleri, verilen ofsayt golleri görüyoruz.
adamlar fenerbahce düşmalığından ne maymunluk yapacaklarını şaşırdılar insanın sorası geliyor, ey toroğlu bırak hakemliği yıkllarca profesyonel futbolculuk yaptın o pozisyonun aynısından kim bilir kac defa yasamıssındır diye ama amac dogru yorum yapmak değil ki, fenerbahceye sallamak...
16 tane,82 tane kameramız var derler,birer tane kamerayı çizgiye koymazlar..Neden?...Çünkü o zaman Erman'ın yapacağı maymunluklardan mahrum kalırız...
Ayrıca ben hiç bir zaman Erman'ın Fenerbahçe'yi kollayan yorumlarda bulunduğunu görmedim,başkan kim olursa olsun...
Unutmadan söyliyim,borular çok yakışmış sana Erman,hep sende kalsın....
Aziz Başkan konuştu da olmayan penaltıyı mı vermediler bize? Daha 20. saniyede Hürriyet kırmızı kart görse en kötüsü sarı görse kim ne diyebilirdi? Hakem vermedi.Üstüne yediğimiz golde yüzde yüzlük bir faül vardı.El Yasa'nın arkadan yaptığı faüle 2. sarıyı göstermedi... Bu Aziz Yıldırım'ın konuşmuş haliyse iyiki konuşmuş...Yoksa neler olacakmış.
erman'la tuvalet kağıdı - ne kadar da yakışmışlar birbirlerine!
@Burak;
"bu adam neden tv'de farklı gazetede farklı yorum yapıyor..?"
Aslında 3'üncü bir şık daha var..!
Tv'ye çıkmazdan önce güzelce kafayı çekiyor o yüzden coşuyor yiğidim..!!
Ben en son Rıdvan Dilmen BJK maçındaki Gökhan Gönül'ün penaltı pozisyonunu kırk kere ileri geri yaptırıp sonunda "Eh işte verse de olur vermese de" deyişi üzerine sinirle televizyonu kapattığım günden beri izlemiyorum hiç kimseyi. Aslında izlemem lazım insanların nasıl yönlendirildiklerini bilmek için. Ben kıraathanede izlediğim bir maçta iki kişinin bir pozisyon üzerine yaptıkları tartışmayı "Neyse bakarız gece Erman Hoca ne diyecek" diye sonlandırdıklarına şahidim. Bu adamlarda ellerindeki bu gücü işlerine geldiği gibi kullanıyorlar işte. İşin daha da vahim olan tarafı ise bu adamların kelamlarını referans noktaları olarak alan geniş bir kitlenin mevcut olması.
Benim de amacım bu adamların gerçek niyetlerini göstererek aslında referans alınacak insanlar olmadıklarını göstermek.
Piero ölçemedi ama bir grafik çalışmayla topun tamamının içeride olduğunu göstermişlerdi..
Grafik çalışmalarının ne kadar güvenilir olduğunu aşağıda görebilirsiniz..
http://www.ligtv.com.tr/VideoHaber/?r=1&hid=65226
Kale direğinin dibindeki top grafik çalışmasında nasıl kalenin tam ortasına gelebiliyor? :)
Yorum Gönder