6 Aralık 2009 Pazar
Fenerbahçe Kötü Oynuyor da...
Tamam Fenerbahçe iyi oynamıyor. Ama Fenerbahçe'yi bu sürece gelirken hangi etmenler etkiledi? Bunu tartışmamız gerek mutlaka. Maddeler halinde sıralayacağım.
1- Yönetimin her zamanki gevşek hali: Ya takıma gereğinden fazla güvenirler, ya kendilerine. Fenerbahçe Bursaspor maçından sonra Ali Koç'un kendi futbolcularını hedef gösterir hali ilginçti. Kamuoyuna şirin gözükeceğiz derken futbolcuları yalnız bıraktılar. Ben de Fenerbahçe sporcusu olsaydım "biz mücadele edince yönetim bizi suçluyor. Neden mücadele edelim ki" derdim. Galatasaray maçından sonra ise meydanı tamamen boş bıraktılar. O dönem rakip takım yöneticileri, güdümlü medya mensupları sürekli kamuoyunu oluşturdular. Hakemleri ve kurulları etkilediler. İstedikleri cezaları da verdirdiler. Fenerbahçe yönetimi ortalığı boş bıraktı ve Fenerbahçe ezildikçe ezildi. Koskoca Fenerbahçe kulübünün bu denli başıboş bırakılması affedilmeyecek bir hataydı.
2- Medyadaki Galatasaray egemenliği, Lig Tv Faktörü: Medya Fenerbahçeli yalanı ile perdelenen gerçekleri Fenerbahçelilerin artık anlaması gerek. Medya Fenerbahçeli falan değil. Bu yalanı ortaya atan kişilerin başında Hıncal Uluç geliyor. Ki kendisinin ne derece medyada etkili olduğu, spor müdürlerini, spor yazarlarını atadığını gayet iyi biliyoruz. Mesela Eskişehirspor maçından sonra Hürriyet.com.tr'de Fener'i ezen adam diye bir başlık var. Fener'i ezen adam olarak Adem'i gösteriyorlar. Düşünün ki Fenerbahçeli olan bir medyanın böyle bir başlık atacağını. Aklınız alıyor mu? Milliyet Gazetesinde olan şeyleri ise burada yazmıyorum bile. Orada Fenerbahçeli futbolcularının annelerine edilen küfürler bile komik bir olay gibi başlıklara konulabiliyor.
Gelelim Lig TV'ye. Lig TV'deki yapılanmayı yazdığım yazıların ardından bundan bir kaç yıl önce Aziz Yıldırım beni aradı ve bazı bilgiler istedi. Bildiğim şeyleri söyledim. Yüz yüze görüşmek istedi ancak o dönem Kanal 24'teki işlerimin yoğunluğu nedeniyle gidememiştim. Fenerbahçe yönetimi aslında Lig TV'deki olayın farkında. Orada nasıl bir yapılanma olduğunu, Fenerbahçe'nin orada ne derece yalnız olduğunun farkında. Ancak aradan geçen yıllara rağmen Lig TV'de bu olaylar devam ediyor. Erman Toroğlu hakemler ve federasyon üzerinde etkili bir isim. Ne zaman neyi işaret etse oluyor. Bilica'ya ceza dedi, Emre'ye ceza dedi, Fenerbahçe'ye ceza dedi hepsi gerçekleşti. Bunun farkında olan Erman Toroğlu hakemlere Fenerbahçe'nin sahasında hep cesaretli olmaları telkinini verdi. Fenerbahçe maçlarına gelen hakemler hata yapsalar da Erman Hocalarının yayınlarda bu hatalarını telafi edeceğini biliyorlardı. Yine en yakın olduğu için dünden örnek verelim.
Lugano'nun verilmeyen penaltı pozisyonunda hakemin önü açık. Görmemesine imkan yok. Fenerbahçe lehine bir durum olsa Erman Toroğlu bu durumu hakemin aleyhine kullanırdı muhtemelen. O yüzde yüzlük penaltı pozisyonunda bile birşeyler aradı ve buldu Toroğlu. Bakın Selçuk'ta Eskişehirsporlu futbolcuya dokunmuş dedi. Penaltı dememek için elinden geleni yaptı. Aziz Yıldırım'ın önümüzdeki günlerde kendilerine de çok sert çıkacağını gayet iyi bilen Şansal Büyüka son 2 haftada olduğu gibi bu hafta da işi yumuşatan iyi polis rolündeydi. Aman Erman hocam bu kesin penaltı dedi.
Pozisyonlar devam etti. Bilica'nın düşürüldüğü ve Fenerbahçe'nin gol yediği pozisyona geldik. Tüm Türkiye gördü ki orada rakip oyuncunun ayağının üst kısmı Bilica'ya sert bir şekilde çarpıyor. Futbol oynayanlar bilir ki öyle bir pozisyonda yani ters dönerken rakibin küçük bir hamlesi bile sizi bozar ve düşürür. Bunu Erman Toroğlu'ndan iyi kimse bilemez. Buna rağmen kötü niyetli bir şekilde faul değil dedi.
Onu da geçtik. Maçın son dakikaları. Yine hakemin hemen önünde bir pozisyon. Buz hokeyi izleyen varsa orada oyuncular kavga ederken birbirlerinin formalarını yüzlerine geçirmeye çalışırlar. Eskişehirsporlu Veysel Bilica'nın formasının altından tutmuş ve neredeyse formasını üzerinden çıkartacak şekilde çekiyor. Abartılı bir şekilde yapıyor bunu. Peki Erman Toroğlu ne diyor buna sizce? "Geçiniz, böyle pozisyon çok oluyor"
Peki geçtik. Ama aynı poziyonlara başka takımlar için penaltı dediğiniz onlarca yorum var Sayın Toroğlu. Yarın Fenerbahçe kulübü bunları basın toplantısında ispatlarsa geçiniz diyebilecek misiniz?
3- Futbolcular: Benim en masum gördüğüm onlar. Ne yönetim haklarını savundu, ne medyada hakları verildi. Sürekli aslanların ağzına yem olarak atıldılar. Son olarak Kazım ve Önder'in olayları ise tüm şimşekleri futbolculara doğru çekti. Eğer Fenerbahçe'de oynamak istiyorlarsa kendilerine çeki düzen vermeliler ve mutlaka işlerini iyi yapmalılar.
Etiketler:
Ali Koç,
Erman Toroğlu,
fenerbahçe,
lig tv,
Şansal Büyüka
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Evvela Papazin Cayiri, simdi de bu blog Fenerbahceli bloglar arasinda hem ulastigi kitlenin yüksekligi hem de Fenerbahce karsisinda kurulmus yapilara karsi yüksek perdeden itiraz etmesiyle gönlümde büyük bir edindi...
Benim gibi bu duruma sesini cikartan ama genis okuyucuya ulasma konusunda sikinti yasan ufak capli pekcok Fenerbahceli diger blogler da benim kanaatimdeler saniyorum...
Sevgili Bolat ben sizin Blogunuzun reklamını seve seve yapabilirim.
Aman hocam yanlis anlasilmasin, gece vakti aceleye yazinca tam aciklayamamis olabilirim derdimi...
Spor camiasinda ve medyada oldugu blogger aleminde de ciddi bir Galatasarayli hegomonyasi var. Bunu Papazin Cayiri'nda bir yazi altindaki yorumumda da söylemeye calismitim.
Kendisini objektif ve evvela oyunun kendisini seviyor olarak lanse eden bu cemaatin sözkonusu Galatasatay oldugu zaman ne kadar hassas ve Fenerbahce'ye yapilan haksizliklar karsisinda ne derece Galatasarayli medya eksenli yazdiklarina sahit olabiliyoruz...
Ve bu cemaatin icerisinde kendisine yer bulmus yine oldukca yogun okur kitlesine ulasan Fenerbahceli bazi bloglar var ama onlarin Fenerbahce'nin etrafini kusatan bu zehirli cember karsisindaki anlamsiz suskunlari ve mizmizliklari anlasilir gibi degil....
Buna isyan eden itiraz eden cok Fenerbahceli blogger dost var elbette. Ama genis okur kitlesine ve spekturmuna ulasamadiklari icin sesleri cok büyük etki yaratmiyor...
Bunun bir istisnasi vardi; Papazin Cayiri... Yakin bir zamanda da burayi kesfettim... Onun yaninda... Yani hem objektif olacagiz kaygisiyla miymintilik edilmiyor Fenerbahce'nin ugradigi haksizliklar karsisinda ve en üst perdeden bunun karsisinda kalemle savas veriliyor; ama ayni zamanda Fenerbahce'nin körükörüne borozanligi da yapilmiyor. O yüzden niteliksel anlamda bir agirligi da ima ediyor...
Kastettigim buydu; ama reklam yapilirisa da sevinirim tabii kim istemez:))
Ben zaten samimi yazmıştım. sitenin sağ tarafındaki izlediğim blokların arasına koydum dün gece mesajınızı görünce. Ellerinize sağlık. Gayet güzel yazmışsınız yazılarınızı.
Yorum Gönder