Follow @chemedya

17 Şubat 2011 Perşembe

Bunun Hesabını Kim Verecek!


Aşağıda genç, dinamik, kıpır kıpır, yerinde duramayan bazı spor yazarlarının Taurasi'nin doping olayından sonra söylediklerini okuyacaksınız. Bu yazılarda garip şeyler yok aslında. Taurasi'ni doping yaptığı açıklanınca bu köşe yazılarına konu olur. Garip olan bu yazıların üslupları ve içeriğindeki nefret ve kin...Türk spor basınında sorun yazarların üzerindeki formaları çıkarmamaları ya da Mehmet Demirkol gibi formasının rengi belli olmasın diye sürekli ters konuşmalar yapmaları. Söyleyeceklerinin nereye gideceğini bilmeden, araştırmadan sonunu düşünmeden yazmaları. Bu yazıları yazan ağabeylerimizin yaş ortalamasının 60'a yaklaşmış olması da ayrı bir tartışma konusu ya onu da sonra tartışırız. Olayımızda yukarıda Çarşı grubunun Taurasi'nin doping testlerinden sonra yaptığı görselde söylenildiği gibi gerçekten de "yavuz hırsızın ev sahibini bastırma" durumu söz konusuymuş meğer. Çarşı grubunu bu ön görüsünden dolayı kutlarım...

Suçu kanıtlanana kadar bir insan masumdur. Bu uluslararası bir adalet terimidir.
1- Taurasi'nin numunelerinin nasıl çıktığını basına sızdıranlar.
2- 2. numune kesin pozitif çıkar diye ahkam kesenler.
3- Daha suç kesinleşmemişken 2 yıl ceza alır diyerek kamuoyunu istediği gibi yönlendireceğini düşünenler.
4- Bu olayı bir kulüp düşmanlığı içinde ele alıp sonuçlarını kestiremeyenler...

İşte bu kişiler maalesef ki bu olayda kazanan olmuşlardır. Belki de Tanrı'nın adaleti sonucu söyledikleri ve yazdıkları bugün onların karşısına çıkartılıp yüzlerine vurulacak. İnsanların kafasında şu imaj hep devam edecek. Spor basının vicdanı yok... Sadece rengi var.

Maalesef ki bu olayda kaybeden sadece Fenerbahçe olmuştur. Sonunda kazandı gibi görünse de Avrupa şampiyonluğu şansı yarınlara kalmıştır. Kolayca eleyeceği Spartak Moskova maçına favori olarak çıkamayacak duruma gelmiştir. Bunun hesabını kim verecek?
Turgay Atasü mü?
Uğur Erdenay mı?
Turgay Demirel mi?

Kim verecekse çıksın versin...
Fenerbahçelilerin çalınan umutlarını geri versinler...Bu olay açığa çıksın...
İşin içinde Fenerbahçe'yi engellemek için yapılan bir komplo olmadığına inandırsınlar bizi. Yoksa onları asla affetmeyeceğiz.

İşte o aceleci spor yazarlarından bir demet...




27.12.2010
Yazan: Ünal Özüak

Dünya yıldızı artık bizimle diye yere göğe koyamadığımız Diana Taurasi´nin Modafinil maddesi olayı patlayınca‚ Almodovar´ın ünlü Hable con ella (Konuş onunla) filmi aklıma geldi. Sus pus kesilen Aziz Yıldırım´a "konuş bizimle azizim" demek geçti içimden. Öyle yaa.. Geçen sene bir yıl ceza alan Efes Pilsen´in Kerem Gönlüm´ün WADA´nın yasaklı maddelerinden "cathene" kullandığından aldığı ceza Aziz Beyi kesmemiş "Aslında 2 oyuncudan numune alındı oysa ki o maçta tüm oyuncular bir başkaydılar.. Efes Pilsen toplu doping suçundan küme düşürülmelidir" diye ortalığı ayağa kaldırmıştı..

Peki şimdi neden konuşmuyor Başkan? Sakın mübarek ağzını açarsa yine başının derde girmesinden korkuyor olmasın? Malumunuz Fenerbahçe-Sivasspor maçının devre arasında‚ hakem odasına inerek Yunus Yıldırım´a yönetiminden dolayı demediğini bırakmadı. Hakem raporuna yansıyan: "Maçın içine s...
Utanmıyor musun?.. Müsabakanın anasını ..... Penaltılarımızı vermedin.
Her maçta Fenerbahçe´yi yakıyorsunuz.
Başka takımlara gelince kolay kolay penaltı veriyorsunuz‚ bize gelince penaltıları atlıyorsunuz. Size her türlü desteğim haram olsun. Artık desteğimi çekiyorum" dediğinden yine ceza aldı asabi Başkan..
İnsanın "Öyle Başkanlar vardı ki zaten yoktular" diyesi geliyor..
Küfür potayı kırar. Fenerbahçe Başkanına yakışan şekilde konuşmayı becerecekse doping konusunda "şimdi konuşsun veya ebediyen sussun..."
Peki ya "uyanık Taurasi"ye ne demeli...


30 Aralık 2010 Perşembe
Yazan: Kemal Belgin

Taurasi’nin gazoza bile ihtiyacı yokken...
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımının ünlü Amerikalı oyuncusu Taurasi, ilk kontrolünde dopingli çıktı. Hem de yasaklı madde kullanmış... Anlayamadığım şu; bizim ligde Taurasi‘nin performans göstermesi için değil dopinge, gazoza bile ihtiyacı olamaz. O halde? Geceler uzun ve yorucu mu geçti ki acaba?
Neyse... Kulübünden bir yangın ki, sormayın! Sanki Kerem Gönlüm‘e bunlar feryat etmemişler gibi...

Atilla Gökçe
Tarih: 12 Ocak 2011

Fenerbahçe ya da başka bir kulübün bir laboratuara açıktan güvensizlik mesajları vermesi... Laboratuar konusunda federasyona yurtdışı için ısrar etmesi... Bilimsel bir kurumun otoritesini zayıflatacak bi tavır takınması hiç de güzel bir örnek değil.
Öte yandan federasyonların da kulüplerden gelen her türlü isteğe önünü ardını hesaplamadan çabucak evet demesi de elbet sıkıntı yaratır.
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, bu duruma tepki gösteriyorsa haklıdır!
Her neyse... Doping kontrolu bizde netameli bir konudur. Yakın geçmişte de örneklerini bolca gördük...
Bilimsel verilerle ortaya çıkan gerçekleri herkes bir tür sidik yarışına döndürdü... Bu da onlardan biri.
Sadece şunu hatırlatalım: Sidik yarışının galibi olmaz!


12 Ocak 2011
Yazan : Zeki Çol

Oyunun başrol oyuncularından biri Fenerbahçe. Adeta gövde gösterisi yaparak bir dayatmada bulunuyor, otoriteye ayar veriyor! Diğeri ise Basketbol Federasyonu. Kendi koyduğu kuralları hiçe sayıyor. Fenerbahçe'nin baskısı karşısında en ufak bir direnci gösteremiyor. Etik olmayan, doğru olmayan, talimatlarıyla çelişen, tehlikeli ve tartışmalı bir karara imzasını atıyor.

Olayı çoğunuz biliyorsunuz. Beşiktaş ile oynanan maçtan sonra, Dopingle Mücadele Komisyonu'nun görevlileri, Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı oyuncularından Penny Taylor ile Hana Horakova'dan numune almak istiyor. Ortalık karışıyor. Sporcular numune vermeye yanaşmıyor. Buna, Hacettepe Doping Merkezi'ne güvenmediklerini gerekçe gösteriyorlar. Araya bir dolu kişi giriyor. Sporcu avukatı, kulüp yöneticileri, görevli görevsiz bir dolu kişi. Tartışma büyüyor. Sonuçta Fenerbahçe'nin dayatması üzerine Basketbol Federasyonu, numunelerin Hacettepe yerine Köln'e gönderilmesinin garantisini veriyor. Krizin ilk aşaması aşılıyor.

24.12.2010
Mehmet Demirkol- NTVSPOR'da


"Bu olay Taurasi ile sınırlı olmayabilir. Takımda başka oyuncular da kullanmış olabilir. Bu işin devamı gelir"

5 yorum:

sincera dedi ki...

Adreslerine eposta atıyorum, geri geliyor. Var mı mesaj gönderebilen?

espana dedi ki...

Hepsinin ortak noktası f.bahçe düşmanı olmalarıdır.Hınçal kılçığınıda unutmuşsunuz galiba.Basın özgürlüğü adına insanlara çamur atan bu yaratıkları kınıyorum.Kulübün bu itici tiplerler birlikte Federasyon, Sağlık kurulu v.s. alayını mahkemeye verip yüklü bir tazminata mahkum ettirmesi gerekiyor.

jbck dedi ki...

Sizden bir ricam var, bugün Mehmet Demirkol bir şark kurnazlığı yaptı. Kerem Gönlüm'e konuyu getirip o da temiz olabilir, aynı lab yapmıştı dedi. Halbuki Kerem'in B numunesi Köln'de açıldı, Hacettepe kapalıydı o sırada. Siz bu insana ulaşabilirsiniz çıkıp bunu düzeltsin. İkincisi Taurasi'den özür dilemesin onu beklemiyoruz ama bu haberlerin çıktığı sırada takımda başka oyuncular da yapmış olabilir demişti, Fenerbahçe kadın Basketbol takımından özür dilemek zorunda.

Adsız dedi ki...

Ülkedeki Fenerbahçe düşmanlığı bir kez daha açık olarak görülmüştür.Bu saçma olaydan Penny ve Taurasi gibi 2 önemli oyuncumuz gitti.Onlar olsa Euroleague şampiyonluğunun en büyük adayı olacaktık.Şimdi Taurasi hakkında atıp tutan sözde tarafsız(!) yorumcular,yazarlar şimdide çıkıp konuşabileceklermi?
En başta Turgay Atasü denen adam istifa etmesi lazımdır ve köpek gibide özür dilemesi lazımdır.Bu olay bile kuru özür ile geçiştirilir ve olaylar 15 gün içinde unutulur.Olan her zamanki gibi Fenerbahçe'ye ve Diana'ya olmuş olur,çünkü burası Türkiye her zaman Fenerbahçe'nin hakkı yenmiştir.Ntv Spor'da Mehmet Demirkol'da umarım bir açıklama yapar,tabi açıklama yapacak kadar yüzü varsa.

Adsız dedi ki...

Ahmet dün önceki konuya aşağıdakileri yazmıştım.

"Ahmet Doping olayını da yazman gerekmez mi? Belki de hazırlık yapıyorsundur.

Bir ülkede; Can güvenliğimizi teslim ettiğimiz kurumlarda telefonlarımza sahte kayıtlar eklenebiliyorsa, doing yapmamış sporcuların numunelerine doping maddesi ilave edilmesi veya Dopingsiz sporcularımıza Doping yaptı diye rapor veren kurumların da olması bana garip gelmedi.

Kokuşmuşluk önce güvenlik ve bilimsel kurumlarda başlar derlerdi. Ama örnekler çok bariz değilmi?

Fenerant-Ahmet Bedir Koyun"

Yanıltmadın beni.Bazı spor yazarları (demirkol ve murathanoğlu nun ) bu gün yazdıkları yazılar ile Kerem Gönlüm olayını ve Efesi aklama çalışmaları var. ibjk nickli arakadaşımız güzel yakalamış. Bu durumda yalan yazanları teşhir etmemiz gerekmez mi hatta yüzlerine vurmamız gerekir

Ahmet Bedir Koyun -Fenerant