Follow @chemedya

4 Ocak 2010 Pazartesi

Fenerbahçe Tarihinin En Talihsiz Olayı...


Fenerbahçe basketbolda rüya takım kuruyordu ve başına Necati Güler'i getiriyordu. Kadroda kimler yoktu ki. Mahmut Abdul Rauf, Zan Tabak, İbrahim Kutluay, Marko Miliç, Conrad McRae, Serdar Apaydın gibi yıldızlarla süslenmiş olan kadro tüm otoritelere göre favori olduğu bir sezona çıkıyordu.

Kısa bir süre sonra koç olarak hiçbir başarısı olmayan Necati Güler ile bu işin olmayacağı anlaşılıyor ve takımın başına sonun başlangıcı olacak Halil Üner getiriliyordu. Halil Üner gittiği her takımda ilk yaptığı işi yapıyor ve yabancıları yollamanın yollarını aramaya başlıyordu. Üner'in basketbol camiasında adı %10 Halil olarak biliniyordu. Bu lakabın nedenini tahmin edersiniz. O dönem aynı kurumda çalıştığımız Türkiye'nin en ünlü basketbol spikerlerinden biri Halil Üner'in yabancıları teker teker göndereceğini iddia etmişti.

O sezon Fenerbahçe tarihinin en talihsiz sezonlarından biri yaşanıyordu. Çünkü takımın başındaki isim Halil Üner'di. Önce Mahmud Abdul Rauf gönderildi bir bahaneyle. O'nun yerine gelen isim Karşıyaka'da oynamış ve kalitesi Rauf'un 10'da biri bile olmayan Gilmore'du. Kaderin garip bir cilvesi Gilmore o kadar kötü bir performans gösterdi ki Tofaş ile oynanan play-off maçında maçın sonunda 3 serbest atışı kaçırarak Fenerbahçe'nin finale çıkmasını engelledi.

Marko Miliç ise NBA'de lokavt'ın bitişinin ardından NBA'e dönüyor, O'nun yerine gelen isim ise Lokmanchuk gibi yine 2. sınıf bir oyuncu oluyordu. Ayrıca Kalamiza gibi yine 2. sınıf bir yedek oyun kurucu da takıma ekleniyordu. Bir de Suproligde Real Madrid maçının sonlarında takım maçı kazanacak noktadayken sahaya girerek aldığı teknik faül takımın Avrupa'dan da elenmesine yol açıyordu.

Halil Üner'in marifetleri bunlarla da bitmiyordu. İşler kötü gittiğinde kendi yaptırdığı pankartı tribünlere astırarak sanki taraftar arkasındaymış gibi bir izlenim vermesi de o dönem medyada yer buluyordu ve komik duruma düşüyordu.

Dün aynı Halil Üner Aliağa- Fenerbahçe maçında yine sahaya giriyor ve aldığı teknik faülle takımının kaybettiğini ileri sürüyordu. Oysa teknik faül almasına neden olan pozisyonda maçın bitimine 30 saniye vardı ve Fenerbahçe 4 sayı ile öndeydi. 2 atış sonunda fark 6'ya çıkacaktı. Yani maçı çok büyük bir ihtimalle kaybedecekti Aliağa.

Şimdi asıl soruna gelelim. Halil Üner maç sonrasında benim de çok eleştirdiğim Tanjeviç'e hiçte yakışık almayacak eleştiriler yapmış. Milli Takım'daki maaşından ve başarısızlıklarından tutun da olayı kişiliğine kadar indirgemiş. Bir teknik adamın başka bir teknik adama bu tarz eleştiriler yapmaya hakkı var mı? Etik olarak uygun olur mu? Hani yukarıdaki olayları Fenerbahçe'ye yaşatan %10 Halil'i bilmesek bu hoş olmayan sözleri görmezlikten geleceğiz de adama sormazlar mı senin elinde rüya takım vardı. O rüya takımı neden dağıttın? Neden başarısız oldu o takım? Peki Fenerbahçe'de işerin kötü gidince kendi lehine olan o pankartı neden yaptırdın? Önce bunların yanıtını ver sonra birlikte Tanjeviç'i de eleştiririz, başkalarını da...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bu sorulara neden sezon başı hapse girdin, her getirdiğin yabancıdan totalde ne kadar cebe indirdin sorularını da sorabiliriz..

Bozkurt K.Yılmaz dedi ki...

Real madrid maçında sahanın içine mi girmişti yoksa çizgi dışında depar atan real madridli oyuncuya omuz mu atmıştı ? :)

geldiği ilk maç öncesi ceketinin önünü ilikleyip amigoların elini sıkan bir adamdan bahsediyoruz...

Gs'ın başında olduğu dönemde Aydın Örs'e verdiği(!) ahlak dersini de
karnesinin davranış bölümüne yazalım !

benim için ,fatih akyel,tümer,alpay,emre bile onun yanında "kabul edilebilir" kalmıştır.

Chemedya dedi ki...

Kendisi hakkında daha söylenecek çok şey var. Ancak bu yazıyı bloguma eklememe neden olan şey bazı büyük basketbol bloglarında mazlumun oynatılması. Halil Üner ve O'nun gibiler her nedense yüceltilirken gerçek spor adamları bir köşelerde unutulmuş durumdalar.

Chemedya dedi ki...

Sevgili BKY,
Sanırım haklısın. Hafızam beni yanıltmış. Ama omuz da atmamış. Çelme takmış Real Madrid'li oyuncuya:)