Follow @chemedya

26 Temmuz 2009 Pazar

Türk Spor Medyası'ndaki Kirli İlişkiler.

Bir spor medyası düşünün. İçinde menajerlik yapanlar, mafyaya danışmanlık yapanlar, kalemini satanlar, altın tespih sipariş verenler. Ne ararsanız var içinde.


Gökmen Özdemir Galatasaray muhabirliği ile tanınan bir şahsiyet. Zaman zaman garip yazıları ve haberleri ile ön plana çıkıyor. Doğal olarak Galatasaray'ın paralı askeri gibi çalışıyor medyada. neden çalışmasın ki? Karşılıklı bir menfaat ilişkisi söz konusu.Bakın 20.11:2008'de ne yazmışım bu arkadaş hakkında:

Cemal Aydın‚ İlhan Cavcav ve tayfası‚ Melih Gökçek ve benzerleri Türk futbolunun içine ediyorlar...Teknik direktör mafyası ise ayrı bir yazı konusu...Medya ise ayrı bir rant kapısı...Bir futbol yorumcusu Fenerbahçe Galatasaray maçından sonra yazı yazıyor ve hakem önceden belliydi...Size bildirilmişti sayın Adnan Polat neden gereken tedbirleri almadınız diyor...Bu yazıyı yazan Vatan gazetesinden Gökmen Özdemir...Hiç tepki almıyor bu yazısınd
an dolayı...Kimse sormuyor nasıl bir tedbir alacaktı diye...Hem madem hakemin belli olduğunu biliyordun neden bir gazeteci olarak bunu yazmadın diye de sormuyor...Ha bu Gökmen Özdemir aynı zamanda manajerlik yapıyor...Xavier´i Galatasaray´a transfer ediyor...İşe bakın ki bu da gayet normal karşılanıyor bu camiada...


İlişkiler karmaşık değil mi? Özdemir xavier Galatasaray temasını anlatan yazılar ve haberler yapıyor, sonra Hasan Şaş'ı da Xavier'e karşılık Liverpool'a yolluyor, adamı allandırıyor pullandırıyor Galatasaray'a yamıyor. E xavier gönderilince de yönetime geçirme görevi yine Özdemir'e düşüyor. Xavier'le özel röportajlar yapıyor ,ondan mesajlar getiriyor falan. Sonra aynı Özdemir tv'lere çıkıyor ve ahlak dersleri veriyor. Teşekkürler sevgili Özdemir...Biz sizin ahlak anlayışınızı almayalım. Sarı basın kartınızı güle güle harcayın.

Deniz Derinsu, Tahir Kıran'ın danışmanı. Sabah gazetesinde Fenerbahçe muhabiri olarak görev yapan bu arkadaş Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım'a muhalif olmasıyla bilinen, gazetelerde çıkan haberlere göre mafya ile bayağı iç içe olan bir adam. Yahu ne var bunda diyebilirsiniz. Medya'da ismi biraz duyulmuş olupta birilerine danışmanlık yapan gazeteci yok gibi diyebilirsiniz. Hem de Tahir Kıran TFF'de asbaşkanlık yapmış bir adam. Haberin kaynağına yakın olmasında ne gibi sorun olabilir ki ? Mi acaba? Böyle mi? Bu kadar basit mi?
"Deniz Derinsu, Gürcan Bilgiç, Feridun Niğdelioğlu ve İbrahim Seten ile Tahir Kıran ve Sadettin Saran arasındaki ilişkinin derinliği, sığlığı ya da sıklığı ne boyuttadır? Tahir Kıran Bey bu isimlere ‘kontr haber’ yaptırmaktan kimselere söz etmiş midir?"
Hasan Ali Atasoy'un 17.10.2008 tarihli Fanatik Gazetesi'ndeki Cevabını arayan sorular (II) başlıklı yazısındaki sorulardan biri bu
.


Peki Derinsu ne diye yanıt vermiş bu soruya? Tahir Kıran'ın aile dostu olduğunu belirtmiş. Diyelim gerçekten öyle peki sevgili Derinsu aile dostun için Aziz Yıldırım hakkında yalan haberler yaptın mı? Yaptın değil mi? Mesela şu villa olayında en küçük bir yolsuzluk olmadığını bilmen üzerine aile dostunun Fenerbahçe kulübü içindeki çıkarları adına o haberi yayınlatarak Sabah Gazetesini Tahir Kıran'ın çıkarları için kullandın mı? Kullandın. Tahir Kıran'ı arayıp "Dayı ne yapıyorsun, Vatan'ı gördün mü, İbrahim'in fotoğrafı çıkmış?" dediği; sizin de, "Evet, onunla uğraşıyorum" dediğiniz; "Temizlemeye mi?" sorusuna da, "Evet. Ferudun'la konuştum. ‘Benle alâkası yok, Saadettin yaptı' diyor" gibi bir konuşma geçti mi aralarında ? Bu konuşma mahkeme tutanaklarına da geçti mi? Geçti. Mafyayla ilişkili gazetecilerden biri mi evet. Ama hala Sabah gazetesinde muhabir. Tıpkı Cihan Oskay olayında Tahir Kıran adına taşeronluk yapan Aygün Özipek'in hala Star'da muhabir olarak devam etmesi gibi... Çünkü Türk spor medyasında mafyayla iç içe olmak, mafyanın adamı olmak son derece doğal birşey. Eğer bir yöneticinin ya da bir mafyözün adamı değilsen barınabilir misin o camiada?


Şansal Büyüka konusu ise oldukça uzun ve alengirli bir dosya. Bu konuda yazacak o kadar çok şey var ki. Türk medyasının baronun kirli ilişkilerine de ayrı bir yazıyla değineceğim. Türk Spor medyasındaki pisliklerden minik bir demet sundum.

Hiç yorum yok: